Kıymetli ziyaretçiler bu yazımda sizlere bademcik ve geniz eti büyüklüğünün pek değinilmeyen, bana göre en önemli yan etkisi olan bir konudan söz edeceğim.
Bademcikler Ne İşe Yarar?
Önce bademcikler ne işe yarar konusuna gelirsek; bu yapıların bağışıklık sistemine destek olan fonksiyonları vardır. Şöyle ki; yere bir şeker düştü ve çocuk bunu ağzına aldı, şekerin üzerinde olan mikroplara karşı salgısal bir immunglobulin oluşturarak vücudun bağışıklık sisteminin gelişmesinde yardımcı bir organdır.
Çocuklarda Bademcik Büyümesi
3-6 yaş arası en aktif olduğu dönemdir ve büyümelerinin en sık yaşandığı periyottur. Halk arasında ve hastalarımın da sıkça söylediği şekliyle bir filtre görevi yoktur. Görevi ortalama 3 yaş sonunda biter çünkü karşılaşmadığı bir mikrop kalmadığı için bir nevi pasife düşer. Enfeksiyonu kadar büyüklüğünün getirdiği bir takım sorunlar yazımızın ana konusu olacaktır.
Çocuklarda Alerji
Antalya; Türkiye’nin en alerjik bölgelerinin başında gelir. Yüksek nem oranı, doğanın canlı olması bu da havada ki alerjen sayısının artması anlamına gelir. Çocukların hava yollarının küçük olması nedeniyle alerjiden çok daha fazla etkilenme olağandır. Yani daha hava yolunun girişi alerjiye reaksiyon olarak konka dediğimiz burun etlerinin büyümesi, alerjik burun akıntısı daha girişte alınan nefes hacmini azaltır.
Çocuklarda Geniz Eti Büyümesi
Burun bölgesinden genize ulaşan hava bir de geniz eti büyükse daha da azalir. Daha alt bölgede bademcikler de büyümüşse akciğerlere ulaşan volüm iyice düşer. Gündüz şuur yerinde olduğu için zor da olsa burundan nefes alınabilir ama gece şuur ortadan kalkınca daha kolay yol yani ağız solunumu tercih edilir. Bademcikler büyükse yine de alınan nefes yetmeyecektir. Horlama, ağzı açık uyuma, yatakta sık dönme, ense bölgesinde aşırı terleme bu tıkanıklığın sık rastlanan göstergeleridir.
Geniz Eti ve Bademcik Sebebiyle Yüz Şeklinin Bozulması
Şimdi bu konuları aşağı yukarı çocuğu olanlar bilmektedir. Esas buyuk sorun bana göre üst solunum yolundaki bu tıkanıklıkların yüz şeklini bozmasıyla ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki, zorlu solunum ve yutma ve çiğneme kaslarındaki farklılaşmalar damağı yukarı çekmekte sonucunda da damak aşırı yükselmektedir.
Yükselme sonucunda damak daralıp derinliği artmaktadır. Bunun sonucu olarak burun-dudak mesafesi uzayabilmekte daha da önemlisi dişler sıkışmakta ve mal okluzyon dediğimiz çene kapanması bozulmaktadır. Oluşan bu sorunlar ortodontik tedaviyle giderilmeye çalışılsa da hem çok zaman kaybı hem de ciddi maliyetlere yol açmaktadır ve çoğu zaman da olması gereken sekle ulaşılamamaktadır.